Özlem
Bazen anlatmak
istediğin o kadar çok şey vardır ki anlatamazsın, kelimeler yetmez. Yazmak
istersin, yazamazsın. Bir şeyler karalarsın ama anlatamaz içindekileri.
Yüreğinde kopan fırtınaların yanında yazdıkların hafif bir esinti bile
değildir.
Söylemek
istediklerin boğazına düğümlenir bir yumruk gibi. En çok konuşmak istediğin
kişi yanında yoktur, belki de artık hiç olmayacaktır. En çok da bu koyar adama.
İçini sızlatır. Kalbin her vuruşunda daha bir acıtır. Aldığın nefes bile
buruktur. Aynı havadan soluduğunu bildiğin halde bir daha kavuşamayacak olmanın
burukluğu…
Onun için yazılmış
her sözün, o hiç okumayacak olsa bile
sana onu hatırlattığı için ayrı bir yeri vardır yüreğinde. Acı bir
"hoşçakal"la başlayan ayrılığın vuslata ermesi umuduyla yaşarsın.
Küçük de olsa bir umuttur işte seni yaşama bağlayan.
Ve özlersin… O kadar
çok özlersin ki… Sadece onu istersin. Etrafında, yanında olan herkes anlamsız
gelir sana. "O yok ya, siz olsanız neye yarar" dercesine. Ama elinden
bir şey gelmez. Gözün hep telefondadır. Ama o telefon gelmez. Sen de arayamazsın.
Sadece gözyaşların eşlik eder sana. Belki bir daha onu hiç göremeyecek olan
gözlerinden süzülen derdinin miradı yaşlar...
Yüreğine kalemine sağlık...
YanıtlaSil